Senede yönelik ödemelerde, senedin dekontta açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1611 E. 2020/1063 K.


“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki istirdat davası hakkında ilk derece mahkemesinden verilen davanın reddine yönelik hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne yönelik karara karşı davalı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, davalı şirket tarafından, davacı şirkete yönelik bonoya dayalı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, senet bedelinin davacı şirket tarafından davalı şirkete takip tarihinden önce banka havalesi yoluyla ödendiğini, buna rağmen icra baskısı altında tekrar takip tutarını ödemek zorunda kaldıklarını, ileri sürerek ikinci kez ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından takibe dayanak bono bedeli tutarının takip tarihinden önce davalı şirkete banka havalesi yoluyla yapıldığının sabit olduğu, ancak kambiyo senedinin sebepten mücerret olduğu, davacı tarafından yapılan havalenin, takip dayanağı olan senede ait olduğunun ispatının davacıya ait olduğu, davacı, ödeme iddiasına ilişkin takibe konan senetle aynı kuvvette yazılı belge sunamadığı ve davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama sonunda, takip tarihinden önce davacı tarafından banka havalesi yoluyla yapılan ödeme dekontunda herhangi bir kayıt yok ise de ilk derece mahkemesince davalı şirketin incelenen ticari defterlerine göre davacı şirketin, 2014 ve 2015 yılı sonu itibariyle davalı şirketten alacaklı durumda olduğu, her ne kadar kambiyo senetleri senetten mücerret ise de; takibe dayanak senet bedeliyle aynı bedelli faturanın davalı kayıtlarında havale ile ödenmiş göründüğü, davalı kayıtlarının davayı doğruladığı, ödenen senedin davalı tarafından yeniden takibe konu edildiğinin anlaşıldığı, senet tutarı ile aynı olan ödemenin sebebi hakkında bir açıklama yapmayan ve başkaca bir hukuki ilişki nedeniyle ödeme yapıldığını iddia ve ispat edemeyen davalının tahsil ettiği tutarı iade etmekle yükümlü bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına; davanın kabulüne, davacı tarafından ödenen takip tutarının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, icra takibi sırasında yapılan ödemeden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin istirdat davasıdır. Uyuşmazlığa konu bono kambiyo senedi niteliğinde olup, sebepten soyuttur. Davaya konu bononun ihdas nedeni olarak “nakden” ibaresi belirtilmiştir. Davacı, bononun davalıdan alınan mallara karşılık düzenlenen faturalardan kaynaklanan borca karşılık verildiğini, bono bedelinin icra takibinden önce banka havalesi yoluyla ödendiğini, bu nedenle borcunun bulunmadığını savunmuştur. Davacının dayandığı ödeme dekontunun incelemesinde ödemenin uyuşmazlık konusu bono karşılığı yapıldığı ya da ödemenin hangi borca ilişkin yapıldığına dair bir açıklama yapılmamıştır. Davalı tarafından davacı ödemesi alacak hesabına kaydedilmiş ve davacının borcundan mahsup edilmiştir. Söz konusu ödemenin bonoya karşılık yapıldığına ilişkin defter kayıtlarında bir ibare bulunmamaktadır. Bu durumda davacı, ödemenin bonoya karşı yapıldığını ispatlayamamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine dair kararın yerinde olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın