Görülmekte olan bir davanın davacısının, mahkemeye yönelik ve varması gerekli, tek taraflı bir irade açıklamasıyla, talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçmesine “davadan feragat” denir.
Feragatin temel niteliğini, onun, mahkemeye yönelik ve varması gerekli tek taraflı bir irade açıklaması olması teşkil eder. Dolayısıyla, feragatin geçerlilik kazanabilmesi ve kendinden beklenen neticeleri doğurması için, ne davalının rızası ne de mahkemenin tasdikine ihtiyaç vardır.
Feragate ilişkin beyanın, mahkemeye ulaşmasıyla birlikte sonuçları doğar. Yani davalıya beyanın ulaştırılması zorunlu değildir.
Davadan feragat açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak yapılmalıdır.
Feragat, davada talep edilen şeylerin bir kısmına ilişkin olabileceği gibi tamamını da kapsaması mümkündür. Davadan tam feragat halinde dava, bütünüyle; kısmi feragat halinde ise feragat edilen kesim açısından sona erer. Kısmı feragatte feragat edilmeyen talepler için yargılamaya devam olunur.
Feragat, ancak davanın davacısı tarafından gerçekleştirilebilir.
Davacı tarafta birden ziyade kişi varsa feragatin sonuç doğurabilmesi için mecburi dava arkadaşlığı hallerinde tüm davacılar tarafından feragat edilmesi gereklidir. İhtiyari dava arkadaşlığında ise, davacılardan her biri sadece kendisi bakımından sonuç doğuracak şekilde feragat edebilirler.
Vekilin, müvekkil adına feragat edebilmesi için vekaletnamesinde bu konuda özel olarak yetkilendirilmiş bulunması şarttır (HMK m.74).
Vasinin de, vesayeti altında bulunan kişi adına açılmış bulunan davadan feragat edebilmesi için sulh hukuk mahkemesinden izin alması şarttır (TMK m.462).
Feragate ilişkin beyanın, ıslah yoluyla geçersiz kılınması mümkün değildir.
Davadan Ne Zaman Feragat Edilebilir?
Görülmekte olan bir davada, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında feragat edilebilmesi mümkündür. Yani Mahkemece verilmiş olan kararın istinaf veya temyiz kanun yolu incelemesine taşınmış olması feragat edilmesine engel teşkil etmez.
Davadan Feragat Şekli
Bir davadan ya dilekçe ile, yani yazılı bir biçimde veya yargılama sırasında sözlü olarak beyanda bulunmak suretiyle feragat edilebilir (HMK m.309/1).
Sözlü Olarak Feragat
Sözlü olarak feragat edilebilmesi için Mahkemenin, bunu bir tutanakla tespit etmesi ve feragat edilen kısmı da açıkça göstermesi şarttır (HMK m.309/3). Davacının tutanakla bu şekilde tespit edilen feragat beyanı, hakim tarafından kendisine okunur; davacı, okunan metnin iradesine uygun olduğunu belirtecek olursa, bu beyanın kendisine okunduğu hususu da tutanağa yazılmak suretiyle, tutanağın altından yer alan kısma imzası alınır.
Yazılı Olarak Feragat
Davacı, duruşma dışında mahkemeye vereceği bir dilekçe ile de feragat edebilir. Bu dilekçede de, talep edilen şeyin ne kadarlık kısmından feragat edildiği hususunun, açıkça gösterilmesi şarttır. Bu durumda yapılan feragat beyanının geçerlilik kazanabilmesi için, ayrıca duruşma tutanağına geçirilmesi ve davacıya imza ettirilmesine ihtiyaç yoktur. Sadece feragati konu alan dilekçenin, davacı veya vekili tarafından mahkemeye verildiğinin duruşma tutanağına yazılması yeterlidir.
Davadan Feragat Edilmesinin Hükmü
Davadan feragatin en önemli hükmü, görülmekten olan bir davanın sona ermesine neden olmasıdır. Bu durumda mahkemece, “esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı” kararı verilecektir.
Feragat kesin hüküm gibi sonuç doğuracaktır. Yani feragat edilen dava yeniden açıldığında, kesin hüküm mevcutmuş gibi dava şartı eksikliğinden dava reddedilecektir.
Feragat halinde, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilir.
Davadan Feragat Edilmesinin İptali
İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir (HMK m.311/1, 2.cümle). Yani hata, hile ve ikrah sebebiyle feragatin iptali istenebilecektir.