İcra takibinin dayanağı tahliye taahhütnamesindeki imza veya tarihlere açık bir şekilde karşı çıkılmadan itiraz edilmesi halinde, itirazın kaldırılması talebinde bulunulabilir. Aksi takdirde, sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açılması gereklidir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2013/5240 E. , 2013/7101 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı kiralayan tarafından davalı borçlu hakkında tahliye taahhütnamesine dayanarak kiralananın tahliyesi için yapılan icra takibine, davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunulmuş, icra mahkemesince uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kiralayan vekili, dava dilekçesinde, davalı kiracının kiralananda 06.05.2010 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olup, 15.08.2010 tarihinde düzenlenen tahliye taahhüdü ile kiralananı 05.06.2012 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmesine rağmen süresinde boşaltmadığından hakkında icra takibi yapıldığını, davalının bu takibe haksız olarak ve kötü niyetle itiraz ettiğini belirterek, itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili, icra dosyasına yaptıkları itirazında; aralarında taşınmaza ilişkin hukuki ihtilaf olduğunu, kira sözleşmesinin yenilendiğini, gönderilen tahliye emrinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiş, tahliye taahhütnamesindeki imza ve tarihlere açıkça karşı çıkmamıştır.
Yapılan takipte kiracı borçlu tarafından, tahliye taahhütnamesindeki imzanın açıkça inkar edilmemiş olmasına göre, İ.İ.K.’nun 269/2 maddesi gereğince 15.08.2010 tanzim tarihli tahliye taahhütnamesini kabul etmiş sayılır. Mahkemenin gerekçesine aldığı dairemiz 2011/…. Esas, 2011/…. Karar sayılı ilamındaki olaylara ilişkin açıklamaların eldeki uyuşmazlığa uygun düşmediği görülmektedir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektiren bir hal bulunmadığından işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/15389 E. , 2018/17477 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
İLK DERECE
MAHKEMESİ : …2. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda …2. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı kiralayan tarafından davalı kiracı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı kiracının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, icra takibinin yazılı tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatıldığı, davalı kiracının bu taahhütte taşınmazda kiracı olarak daha öncesinde ikamet ettiğini açıkça bildirdiği, itirazında da tahliye taahhüdünde imzası bulunduğunu inkar etmediği, duruşmadaki beyanında da davacı tarafından bu taahhüdün kendisine imzalatıldığını beyan ettiği, bu durumda kiracılık ilişkisinin varlığının dosya kapsamına göre sabit olduğu, davalının davacı tarafla kira sözleşmesinin yenilendiğine dair yazılı belge ibraz etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının kaldırılmasına, ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun süresinde tahliye taahhüdü ve takibe itiraz ettiği, takibe itiraz halinde icra mahkemesince itirazın kaldırılması için, tahliye taahhüdünün noterden onaylı olması veya imzanın borçlu-kiracı tarafından ikrar edilmesi gerektiği, takibe dayanak tahliye taahhütnamesi noterden onaylı olmadığı gibi, borçlu tarafından imzanın ikrar edilip, taahhütname içeriğinin kabul edilmediği, bu durumda davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 29.11.2016 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 10.09.2016 tanzim ve 10.08.2016 tahliye tarihli adi yazılı belgeye dayanarak taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı kiracı süresi içinde yapmış olduğu itirazında, tahliye emri ekinde gönderilen ve şahsına ait olduğu iddia edilen tahliye taahhüdünün noter vasıtasıyla düzenlenmiş bir tahliye taahhüdü olmadığını, iş bu taahhütnamenin adi kira kontratı hükmünde olup, tarafına ihtar yapılmış olması gerektiğini, böyle bir ihtarnamenin yapılmadığını, mahkeme tarafından verilmiş bir tahliye kararı bulunmadan gayri resmi nitelikte olan bir tahliye taahhütnamesi ile tahliye işlemi yapılmasının mümkün olmadığını, tahliye emrine itiraz ettiğini bildirmiştir. Buna göre; davalı borçlu itiraz dilekçesi ile takibe dayanak tahliye taahhüdündeki imzasına ve tarihe itiraz etmemiştir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2 maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HMK’nin 373/2 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
6. Hukuk Dairesi 2015/1019 E. , 2015/1686 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2014
NUMARASI : 2014/581-2014/954
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacılar tarafından davalı kiracı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı kiracının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacılar icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulü ile itirazın kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin malik olduğu taşınmazın aylık 500 TL bedel ile davalıya kiraya verildiğini, davalının kira dönemi içerisinde 15.06.2014 tarihinde kiralananı boşaltacağına dair 01.07.2013 tanzim tarihli tahliye taahhüdü verdiğini, buna rağmen kiralananı boşaltmayan davalı hakkında İstanbul 26.İcra Müdürlüğü’nün 2014/20434 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise diğer itirazları yanında takibe konu 01.07.2013 tarihli tahliye taahhüdünün müvekkilince imzalanmadığını, sonradan doldurulduğunu iddia ederek tahliye taahhüdündeki yazı, tarih ve imzaya itiraz ettiklerini bildirmiş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece takibe dayanak edilen 01.07.2013 tanzim, 15.06.2014 tahliye tarihli tahliye taahhütnamesi altındaki imzaya itiraz edilmediğinden taahhütname altındaki imzanın davalı kiracıya ait ve geçerli olduğu hususunda çekişme bulunmadığı, borçlunun itirazını İİK’nun 275/2 maddesindeki belgelerden birine dayandırmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir.
Kira sözleşmesi 01.07.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup davalı; 01.07.2013 tarihinde düzenlenen taahhütname ile kiralananı 15.06.2014 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmiştir. Kural olarak kira ilişkisi kurulduktan sonra alınan taahhütnamenin kiracının serbest iradesi ürünü olduğu kabul edilmelidir. Somut olayda tahliye taahhütnamesi 01.07.2013 tarihinde düzenlenmiş olup düzenleme tarihi itibariyle kiracılık ilişkisi mevcuttur.
Davacı, da söz konusu 01.07.2013 tanzim ve 15.06.2014 tahliye tarihli, adi yazılı nitelikte olan tahliye taahhüdüne dayanarak icra takibi yapmıştır. Ancak davalı vekili süresi içinde icra müdürlüğüne yaptığı itirazında; “müvekkilim bu tarihli bir tahliye taahhüdü imzalamamıştır” diyerek itirazda bulunmuştur. Alacaklı, noterlikçe resen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir belgeye dayanmadıkça, tahliye taahhüdündeki imza ve tahliye tarihine itiraz edilmesi halinde icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi istenemez. Bu durumda mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2017/4070 E. , 2017/14346 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tahliye Taahhüdüne Dayalı Takibe İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı kiralayan tarafından davalı kiracı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı kiracının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 19.06.2015 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 05.04.2015 tanzim ve 01.06.2015 tahliye tarihli adi yazılı belgeye dayanarak taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı kiracı süresi içinde yapmış olduğu itirazında, diğer itirazları yanında tahliye emrinin eki olan tahliye taahhütnamesindeki imzaya itiraz ettiğini, herhangi bir tahliye taahhüdü vermediğini, imzalamadığını belirterek, tahliye taahhüdündeki imzaya açıkça itiraz etmiştir.
İcra takibine dayanak oluşturan tahliye taahhüdü noterlikçe tanzim veya tasdik edilmiş değildir. Alacaklı, noterlikçe re’sen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir belgeye dayanmadıkça, tahliye taahhüdündeki imza ve tahliye tarihine itiraz edilmesi halinde İcra Mahkemesinden kiralananın tahliyesi istenemez. Bu durumda Mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile İİK.nın 366 ve 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

